4 Ocak 2018 Perşembe

Doğum sonrası annelerin yaşadığı sorunlar ve doğal çözümleri


Merhabalar,

Bebek dünyanın en tatlı varlığıdır. Minicik bir can sizin ellerinizde büyüyecektir ve o sizin bir parçanızdır. Doğumundan önce ve doğduktan sonra onun gelişimini izlemek çok keyiflidir ancak hamilelik döneminde ve doğumdan sonra anneler pek çok sıkıntıyla karşılaşabilirler. Bu sıkıntıları çözmek de öyle basit değil. Çünkü sizin kullandığınız ve maruz kaldığınız her maddeden etkilenen bir minik söz konusu. Grip olursunuz ilaç içemezsiniz. Çünkü ya hamilesinizdir ya da süt veriyorsunuzdur. Bunun gibi pek çok sağlık sorununu doğal yollarla çözmeye çalışırız. Ben de kendi deneyimlediğim ve etrafımdan yardım alarak çözümlediğim bazı sorunlardan bahsetmek istedim.

·         Grip ve soğuk algınlığı

Bunun için pek çoğumuzun bildiği gibi ıhlamur en iyi çözüm. Normalde ben adaçayını da çok severim ve gripe çok iyi gelir ama hamileyken ve süt verirken fazla tüketmemeye çalıştım. Bunun gibi birçok bitki çayı hamilelikte sakıncalı olarak görülüyor. Sizlerde dikkat edin. En masum olanı ıhlamur😊bunun için de bir tarifim var. Tarife buradan ulaşabilirsiniz.

·         Doğum sonrası bebekte ve annede gaz sorunu

Bunun için rezene ve anason bir numaralı çözüm. Her gün bir fincan rezene ve anason karışımından çay yapıp içtim. Hem oğlumda hem de ben de hiç sorun kalmadı. Sütten direkt bebeğe geçtiği için miniğimiz de faydalanmış oldu.
 

·         Süt yetersizliği

Ben çok şükür ki bu konuda sıkıntı yaşamadım ama en başından beri dikkat ettim. Bu konuda ilk söylenecek şey ‘bol bol su için’ demektir. Su vücudunuzun ihtiyacı olan sıvıyı karşılayacak, bol bol süt olarak geri dönecektir. Ayrıca oluşan ödemleri de kolaylıkla atabileceksiniz.

Bunun dışında benim kendimce sütün artmasını sağladığını düşündüğüm bazı gıdalar var. Bunlar; yeşil mercimek, bulgur, buğday, boza, rezene ve anason çayı, yeşillikler, meyvelerin tümü. Rezene ve anason çayını bir önceki konuda gaz sorununu çözmek için önermiştim. Aynı zamanda süt artırıcı özelliği de var. Her gün bir fincan içerek çok faydasını gördüm. Yeşil mercimek ve bulgur pilavı yine süt açısından çok önemliydi benim için. Hem sütün kalitesini artırıyor hem de miktarını artırıyor. Meyveler de yine sütünüzün miktarını artırdığı gibi besin değerini de yükseltiyor.

Sütün miktarının bol olması kadar kalitesinin de iyi olması bebek için çok önemli. Çünkü ilk 6 ay sütten başka hiçbir şey tüketmeyen bebeğiniz siz ne yerseniz ondan faydalanacaktır.

·         Süt kanallarının tıkanması

Süt kanallarının tıkanması kızarıklık, şişlik ve sertlikle kendini gösterir. Bu durumun nedeni bebeğin sütün tamamını içmeden bırakması, uzun süre emzirmeme, soğuk hava ve rüzgarda kalmak olabilir. Ben bu sorunu ilk fark ettiğimde korkmuştum. Ağrılı bir şekilde kendini belli etti. Kanallar tıkandığı için süt gelmesi zor oluyordu. Bu durumda bebek de emmek istemiyor tabi. Bunun için yapmanız gerekenler ilk olarak soğukta kalmamak olacaktır. Bölgenin sıcak tutulması çok önemli. Her gün duş almak, bebeğin sütün tamamını emmesinin sağlamak, en fazla 2-3 saatte bir süt vermek bu sorunla karşılaşmanızı engelleyecektir. Eğer bebek 2 saatte bir emmiyor ya da sütünüz onun ihtiyacından fazlaysa sütünüzü sağarak dolapta 3 gün, dondurucuda 3 ay bekletebilirsiniz. İlerleyen günlerde kullanacağınız bir stok oluşturabilirsiniz.

Peki ya kanallarda tıkanıklık olursa ne yapacağız? Bunun için ameliyat olanları duyduğumda çok panik yapmıştım. Ama sonra kardeşimin tavsiyesiyle doğal bir yola başvurdum. Beyaz lahanayı çiğ olarak sorunlu bölgeye kapatıyorsunuz ve bu şekilde 3 saat kadar bekletiyorsunuz. Sonra tekrar yeni bir yaprak lahana alıp aynı işlemi yapıyorsunuz. Aralarda sıcak su tamponu yapıp rahatlatabilirsiniz. Bu şekilde birkaç tur uygulamadan sonra emin olun iyileşme göreceksiniz. Kanallar açılınca sütün tamamını sağıp tamamen bu sıkıntıdan kurtulabilirsiniz. Dikkat edilmesi gereken husus; lahananın çok temiz yıkanmış olması ve bebek süt istediğinde bölgenin güzelce temizlenmesidir.
 

·         Eklem ağrıları (De Quervain Hastalığı)
Yakın zamanda ve hatta halen yaşıyor olduğum bu hastalık aslında çok fazla temizlik yapanlarda, örgü örenlerde, ağır kaldıranlarda görülen bir hastalık. Bir de yeni annelerde oluyormuş. Sebebi aynı hareketlerin fazla tekrarlanması ve bileğe çok fazla kuvvet binmesi. İlk başta baş parmak kaslarında hafif ağrıyla başlıyor ve son olarak baş parmağın bilekle birleştiği kemikte şişlik oluyor. Baş parmak hareketi zorlaşıyor, kolunuzu tam verimli kullanmıyorsunuz, yumruk hareketi yapamıyorsunuz ve bu tür hareket kısıtlamaları işlerinizi aksattığı gibi canınızı da çok acıtıyor. Ben en sonunda ağlama derecesine kadar geldim. Doktora gittiğimde bu hastalıktan bahsetti ve 3 hafta baş parmak destekli atel kullanmam gerektiğini söyledi. Öyle de yapıyorum şu an. Kolumu kullanmama gerekiyordu ama bu da pek mümkün olmuyor. Atelle ne kadar kullanılabilirse kullanıyorum mecburen. Eğer bu şeklide sonuç alamazsak kortizon iğnesi ya da fizik tedavi ile çözüme gideceğimizi söylemişti doktorum. Atel gerçekten çok işe yarıyor ama ben bir başka çözümden bahsetmek istiyorum size. Yine kardeşimin araştırmaları sonucu madeni paranın faydası olduğunu öğrendim. Evet madeni para... Gece yatmadan önce şişlik ve ağrı olan bölgeye bozuk para bastırıp sargı bezi ile sardım. Tüm gece bununla uyudum. Sabah kalktığımda şişliğin azaldığını fark ettim. 2 sefer daha aynı uygulamayı yaptım ve gözle görülür bir fark oldu. Tabi buna kullandığım atelin de katkısı büyük ama aklınızda olsun eğer bu hastalığın daha başındaysanız ihmal etmeyin. Atel kullanın ve bozuk parayı deneyin😊



 Umarım sizler için de faydalı olur ve siz de ihtiyacı olanlarla paylaşırsınız. Sağlıklı günler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder