31 Ocak 2018 Çarşamba

Bebeğim büyüyor, peki ben neler yapıyorum? (4-6 ay arası)


Bebek gelişimi konusundaki ikinci yazımla hepinize merhaba demek istiyorum. Birinci bölümü (0-3 ay) buradan görebilirsiniz.
4. Ayda…

Bu ay artık bebeğin kas gelişimi epeyce ilerlemiştir. Miniğimiz kafasını dik tutabilir ve istediği yöne çevirebilir. Tabi bu hareketler esnasında kasları çok kuvvetli olmadığı için sallanacaktı bu nedenle çok dikkatli olmak gerekir. Enseden ve belden sıkıca tutmak gerekir. Elleri ve bacakları daha kuvvetlidir. Nesneleri eliyle tutmaya çalışır. İstediği oyuncağa uzanabilir. Bacaklarını yüzme pozisyonunda çırpar. İlk 6 ay bebekler anne karnındaki hareketleri unutmazlar. Bu nedenle bebeklerin bu aylarda yüzmeyi öğrenmesi çok kolaydır. Gelişen kas yapısı sayesinde, bu ayın sonlarında bebeğinizin döndüğünü de görebilirsiniz. Benim oğlum ilk olarak saat gibi dönmeye başlamıştı😊 daha sonra bir önceki yazımda bahsettiğim oyun halısında oynarken kendi ekseni etrafında ilk dönüşünü yaptı. Bu onun için de benim için de çok heyecan vericiydi.

Bu ayki diğer gelişmelerde sesler çıkarma ve bilinçli kocaman gülücükler var. Artık bebeğimiz gayet bilinçlidir ve tercihleri oluşmaya başlar. Hoşuna giden oyuncak ve hareketlere gülücükler ve çığlıklar duyabilirsiniz😊

Bu ay bebeğimize zeka kartlarını göstermeye devam etmeliyiz. Ama artık renkli kartlara geçiş yapabiliriz. Çünkü miniğimiz artık renkleri ayırt etmeye başlamıştır. Bunun için hazır kartlar var ama ben kartlarımı kendim hazırlamıştım. Meyveler, sebzeler, taşıtlar, hayvanlar, renkler gibi kategorilere ayırdığım bir çok resim buldum ve bunları kartonlara bastırarak kendi kartlarımı oluşturdum. İleride bununla ilgili de bir yazım olacak. Hatta bulduğum resimleri sizlerle paylaşabilirim. Ayrıca önceki yazılarımda bahsettiğim kitaplarımızı okumaya devam ettik. Kitap ve müzik bebeğim için çok huzur verici unsurlardı.

Banyo alışkanlığı kazanabilmesi için her gün banyo yaptırıyordum oğluma. Artık banyo yaptırmak daha kolay oluyordu çünkü daha rahat kendini tutabiliyordu.

Onunla konuşmak, oyunlar oynatmak, etrafta olanları anlatmak, masallar okumak bebeğimiz için bu ay yine çok önemli. Bol bol onunla vakit geçirmeliyiz. Doğru telaffuz ederek tekrarlayan heceli kelimeler söylemeliyiz. Artık her gün hızla değişimlere hazır olun...

5. Ayda…

Artık oturma isteği olan, ellerini rahatça kullanıp oyuncaklarını tutabilen, yuvarlanarak istediği yöne gidebilen minik bir yaramazımız var. Kasları iyice gelişir ve yüz üstü pozisyonda kollarından destek alarak kafasını kaldırabilir. Bu durum artık güvenlik açısından alarm demektir. Artık bebeğimizi yalnız bırakıp 2 dakika bile başka odaya gitmemeliyiz. Özellikle yüksek bir yerde yatarken dönüp düşme riski var. Yerde bolca vakit geçirmeye başlayacak olan miniğimiz için çarşaflar ve örtüler iş başında olacaktır. Ben oğlumun bu döneminde yerlere hep farklı desenlerde çarşaflar seriyordum. Halıya sürtünmesi, halının tüyleri rahatsız etmesin diye böyle yapmıştım ama bir süre sonra örtülerdeki resimler hoşuna gitmeye başladı. Onlara bakıp gülüyordu😊 Hem eğleniyor hem de halıdan uzak kalıyordu.

Bu dönem sallanan oyuncaklara, havada asılı olan nesnelere inanılmaz ilgisi oluyor miniklerimizin. Elleri daha da maharetli artık. Oyuncaklarını tutup, çekip, bir elinden diğerine aktarabilir. Aynaya bakmak çok hoşlarını gider. Her zaman gördüğü kişileri tanır ve tepki verir.
Oğlumun oyun halısı

Artık yavaş yavaş oturmaya alıştırabilirsiniz. Bir sonraki ay oturmaya başlayacaktır zaten.

Yine müzik, kitap vazgeçilmezimiz. Ama artık kitaplarını kendisi alıp açacaktır. Sadece yazıları değil, kitaptaki tüm resimleri ona göstererek anlatabilirsiniz. Zeka kartlarına devam ediyoruz. Artık eline almak isteyecektir. İnce karton olduğu için benim kartlarım kırışmaya başlamıştı. Bunun için kalın karton yapraklı kitaplar imdadımıza yetişti.

6. Ayda…

Ve yaşımızın yarısı tamamlandı 😊 bu ay bizim için en büyük gelişmeler şöyleydi: İlk dişimiz çıktı, desteksiz oturmaya başladık. İlk başlarda destekle oturabiliyordu. Yastıklarla denge kuruyorduk ama 15 gün sonra kendi kendine oturur oldu oğlum. Bu da onun için çok heyecan vericiydi. Düşününce hak veriyorum. 6 ay dünyaya yatarak bakan bebek artık bizim gibi görüyor etrafını 😊

Diş çıkarma dönemi bebekten bebeğe değişir, belki daha önce veya daha sonra olabilir. Bu dönemde bol salya ve diş kaşıma isteği olacaktır. Sürekli elini ağzına götürecek olan bebeğinizin mikrop kapma ihtimali de artar. Bunu kısmen önlemek için oyuncaklarını arada yıkamak, ellerini bol bol yıkamak, dişlikleri temiz tutmak gerekecektir. Bir dişlikle bebeğinizin diş kaşımasını sağlayabileceğiniz gibi eline havuç vererek de bunu yapabilirsiniz. Bu ay ek gıdalara da tam olarak başlayacak olan bebeğinizin havucu kendi eliyle yemesi onun da çok hoşuna gidecektir.
Dişlik

Beslenmeyle ilgili çok fazla bir şey yazmak istemiyorum çünkü bu kısım doktor kontrolünde olmalı. Her bebeğin ihtiyacı farklı olabiliyor. Anne sütüne devam eden ve etmeyen bebeklerde durum farklı olabiliyor. Sadece şöyle bir tavsiyem olabilir. Anne sütünü almayan bebekler için, sütü sağıp kahvaltısına ve çorbalarına karıştırmak az miktar da olsa faydalı olacaktır. Bu ayda mama sandalyesi alışkanlığı kazanmasını sağlamalısınız. Yemeklerini sizinle birlikte masada yemesi öğün ve yemek yeme alışkanlığı kazandıracaktır.

Oyuncaklar konusunda hala yumuşak be bebeğin ellerinde rahatça tutabileceği türden seçimler yapmalıyız. Küçük parçalı oyuncaklardan uzak durmalıyız. Artık miniğimiz her şeyi ağzına götürüyor malum. Ses çıkaran, şarkı söyleyen oyuncaklar dikkatini çekecektir. Bunun yanında bizim doktorumuzun tavsiyesi oyun kurmaktı. Çok fazla hazır ürünler yerine arada kendimizce oyunlar kuruyorduk. Bir şeyleri üst üste koyuyor, nesneleri çeviriyorduk. Oyuncakları birbirine vurup ses çıkarmak hoşuna gidiyordu. Montessori etkinlikleri bu konuda bana çok yardımcı oldu. Bebeğim her şeyi elleriyle dokunarak öğreneceği söyleniyor. Bu nedenle ne kadar farklı dokuda nesneye dokunursa o kadar faydalı oluyor. Ahşap, plastik, elyaflı oyuncaklar, eğilip bükülen nesneler onun öğrenmesi için çok faydalı oluyor.
Yumuşak bebek topu

Ayrıca artık oturarak banyo yaptığı için banyo oyuncaklarıyla banyo keyfi yaptırabilirsiniz :)

Banyo oyuncakları

27 Ocak 2018 Cumartesi

Beş Çayının Vazgeçilmezi ‘KISIR’ tarifi


 Herkese merhabalar,
Misafir veya gün hazırlığı denince akla ilk gelen ikramlıklardan biris de kesinlikle kısırdır. Yanında acılı-acısız soslar, turşular ve yeşilliklerle hem lezzeti hem de bereketiyle vazgeçilmez bir tattır. Ben de çok severim kısırı. Misafir geleceğinde sofrada ya mercimek köftesi ya kısır olmasını tercih ederim. Besin değeri yüksek olan bulgurla yapılan bu lezzetli yiyeceği hazırlamak da oldukça pratik. 
Ben gittğim yerlerde çok farklı kısır çeşitleri yedim. Bazen daha yapışkan, bazen bol salçalı, bazen de     bol yaplı olabiliyor. Benim kısırım da titenler tarafından çok farklı ve lezzetli  bulunuyor. Aslında bir kaç garklı dokunuşum var ama temelinde tarifler hep aynıdır zaten. İsterseniz benim tarifime geçelim. 
İlk olarak size bir ölçü vermek istiyorum. Kaç kişiye ne kadar bulgur kullanmam gerekir diye soranlar için süper bir ölçü. Kişi başı bir çay bardağı bulgur tam yetiyor. 

Malzemeler

4 çay bardağı ince bulgur
3-4 su bardağı sıcak su
1 tatlı kaşığı biber salçası
1 tatlı kaşığı domates salçası
Yarım caç bardağı sıvı yağ
1 orta boy soğan
1 adet havuç
Kornişon turşu
Kıvırcık, nane ve maydanoz
Tuz, karabiber, pul biber, kimyon, kuru nane 
Limon

Kısır tarifi
Yapılışı

İlk olarak bulgurun içerisine yeteri kadar tuz atıp sıcak suyla ıslatıyorum. Kapaklı bir kapta bu işlemi yaparsak dah iti olacaktır. Kapağını kapatıp bir havluya sarıyorum ve onu bir kenara alıyorum. Bulgur kabarırken soğanları incecik doğrayı yağda kavuruyorum ve sonra salçaları ekleyip biraz da salçayı kavuruyorum. Yeşillikler yıkayıp, onları da doğruyorum ve kabaran bulgurun üzerne ilk olarak kavurduğum soğanları ekliyorum. Bulgurun yarım saat kabarması yererlidir. Bulgur ve soğan sıcak olduğu için yeşillikler en son ekliyorum. Havucu rendeleyip, kornişon turşularımı doğrayarak onları da bulgura ekliyorum. Biraz soğuduktan sonra baharatları ve yeşillikler de ekliyorum ve limon suyunu da sıkıp karıştırıyorum. Eğer yağı az gibi ise biraz daha yağ ekleyebilirsniz. Güzelce havalandırarak karışırıyorum ve servise hazır oluyor.
Benim yaptığım kısırın salçası biraz az oluyor çümkü ben domates sosuyla yemeği çok seviyorum. Siz isterseniz salça miktarını artırabilirisniz. Ayrıca ben doamtes ve salatalık eklemiyorum. Çünkü sulanmasını istemiyorum. Bir de havuç kullanıyorum. Daha önce denemediyseniz mutlaka denemelisiniz. Gerçekten çok şezzet veriyor. Benim tarifimi denerseniz ve beğenirseniz yorumlarınızı beklerim. Afiyet olsun.

24 Ocak 2018 Çarşamba

Bebeğim büyüyor, peki ben neler yapıyorum? (0-3 ay arası)


Merhabalar,

Daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim. Benim bir oğlum var. Her anne gibi ben de hamilelik dönemimde ve bebeğim dünyaya geldikten sonra gelişim aşamalarını sürekli kontrol ediyordum. Hatta bazen bir sonraki ay bizi nelerin beklediğini, ne tür gelişmeler yaşayacağımızı merak edip araştırdım. Bu tatlı, heyecanlı dönemde doktorumuzdan aldığımız bilgilerle araştırma sonuçlarımı birleştiriyordum.

Şu an 1 yaşında olan oğlum için bu tür bilgiler edinmeye çalışırken kendi öğrendiklerimi de sizlerle paylaşmak aklıma geldi. Zaten bebeklerin hepsi birbirinden farklı. Kimi erken öğreniyor kimi biraz daha yavaş olabiliyor. Bunlar bebeğin karakteriyle de ilgili diye düşünüyorum.

Şimdi gelelim benim miniğim ne zaman neler öğrendi, ben onun gelişimi için neler yaptım, aktivitelerim ve onun bu aktivitelere olan tepkilerine. Bu yazımda ilk üç ayki dönemden bahsedeceğim. Diğer aylar için de yazılarımın devamı olacak😊

Hamilelik Dönemimde…

Bu dönemde beslenmeme ve dinlenmeme çok özen gösterdim. Henüz bebeğim kucağımda değildi ama bir can’dı o da. Bu şekilde düşünerek onunla birlikte ortak bir yaşam kurdum. Onun konforunu, sağlığını ve isteklerini hep ilk sırada tuttum. Bebeğinizi dinlerseniz onun ne istediğini anlarsınız. Bunu anneler çok iyi bilirler😊 Bol bol klasik müzik dinledim. Zaten sevdiğim bir müzik türü olduğu için zor gelmedi bana. Onu okşayıp sevdim ve konuştum onunla. Bu duygu dolu günlerin kıymetini bilmek gerek😊

1.Ayda…

38. haftada mecburi sezaryen doğum yaptım ve bebeğime kavuştum. Eve geldik ve artık hayalini ettiğim oğlum yatağındaydı. İlk günlerde bir adaptasyon süreci geçirdim ve kendimi toparladım. Doğumdan önce planladığım ve hazırladığım zeka kartlarım vardı. Bunlar için kimi yerde 3.ayda başlanır diyor kimi yerde doğumdan itibaren diyor. Ben de oğlum 20 günlükken başladım kartları tanıtmaya. Kartları kendim hazırladım. 3. aya kadar bebekler siyah, beyaz ve kırmızı renklerini daha iyi görebiliyorlar. O nedenle siyah-beyaz kartlar hazırladım. Oğluma her gün 5 dakika bu kartların isimlerini söyledim. Sadece resimdeki şekillerin isimlerini söylemek gerekiyormuş😊 İlk zamanlarda tepki beklememek gerek ama 1.ayın sonunda oğlum kartlarına alışmıştı ve hareketler etmeye başlamıştı. Bunun yanı sıra hamileyken dinlediğim müzikleri dinlettim. Tanıdığı bir sesti ve çok huzurlu olduğunu görüyordum. Onunla bol bol konuşup göz teması kurmaya çalıştım. Çünkü minikler ilk olarak annelerinin siluetini oluşturmaya çalışırlarmış ve sürekli yüzünüzün hatlarına bakarlarmış😊

Bu dönemde bol bol onunla konuşmak ve şefkatle sevmek onun için yapılacak en iyi şey.
Siyah-Beyaz zeka kartları


2. Ayda…

Artık etrafını daha iyi tanır ve izler. Oyuncaklarını (çıngıraklarını) takip eder. Elleri ve ayakları daha da hareketlidir😊 Bu gelişmeler tabi biz anneleri çok mutlu eder. Anne sütü ve kucak bebeğinizi rahatlatır. Bir insanın kendisiyle konuşmasını dinler ve mutlu olduğunu gösterir. Nesnelere dikkatle inceler. Benim oğlum salondaki yucca çiçeğime bayılıyordu. Onu izleyip yapraklarını inceliyordu😊 Bu dönemde oyuncaklarını uzaklaştırıp yakınlaştırırsanız ve sağa sola doğru hareket ettirirseniz onları takip ettiğini göreceksiniz. Artık zeka kartlarını daha heyecanla izleyecektir. Hatta verdiği tepkilere göre en sevdiği kartı bile belirleyebilirsiniz. Müzik dinletmek onu rahatlatan bir diğer etken. Ben yine klasik müzik dinlettim oğluma. Gerçekten dinginleştiğini fark ediyordum. Ruhsal ve zihinsel gelişim için tavsiye ederim.

Kafasını tam olarak tutamadığı için hareketlerine dikkat etmek gerekir. Tırnakları çok keskin olduğu için ve çok fazla yüzüyle oynadığı için eldiven takmak gerekir.

Banyo alışkanlığı kazanması için her gün banyo yaptırmak gerekir. Su bebekleri rahatlatır ve iyi bir uyku uyumasını sağlar.

3. Ayda…

Eveeet beklenen gülücük gelebilir. Hatta minik bir “agu” bile duyabilirsiniz. Bu ay bebeğiniz çok daha hareketli ve tepkileri bilinçlidir. Sürekli gördüğü insanları tanır, onları dinler ve takip eder. Artık el yeteneği biraz daha gelişmiştir. Küçük nesneleri elinde tutabilir. Tabi ona yardımcı olmak gerekir. Bu dönemde el yeteneğini geliştirmek için bol bol ellerine oyuncak vermeyi deneyin. Başta zorlanacaktır ama biraz yardımla miniğimiz çabucak öğrenecektir. Bir favori oyuncak edinebilir kendine. Oğlumunki vik vik diye öten, tam eline göre bir mickey idi. Onu gördüğü an hemen heyecanla elleri, kolları harekete geçiyordu😊 Onsuz dışarı çıkmıyorduk biz de.
Çıngıraklar
Bir de oyun halısı tavsiye ediyorum. Bu ay artık sallanan oyuncaklara ilgisi arttığı için, asılı oyuncakların olduğu ve müzikli bir oyun halısı bebeğinizin dikkatini çekecektir. Ben aldığımız oyun halısı sayesinde bebeğimi güvenle orada bırakıp kısacık ev işlerimi yapabiliyordum.
Oyun halısı
Bu ay kitap okumaya da başlamıştım. Masallar okuyordum. Onun için aldığım kalın kapalı kitaplar için erkendi. Birçok masalın olduğu bir kitabımız var ve ondan masallar seçip okuyordum. Bu bebeklerde dil gelişimi için çok etkili. Bebek hem doğru telaffuzu öğreniyor hem de kitap alışkanlığı kazanmış oluyor. Oğluma seçtiğim kitapları Bebekler için kitap önerileri adlı yazımda görebilirsiniz.
Bebek kitapları


Anne sevgisi en önemlisi. Onu kucağa almak sevmek, güzel sözler söylemek, göz göze gelmek en önemlisi.
İlk üç ay böyleydi. Diğer aylara ait yazımlarımda görüşmek üzere...

23 Ocak 2018 Salı

Mayalı pofidik poğaça tarifi - Yiyen bayılıyor-



Herkese merhabalar,
Haftasonu masamızdan bir tarif daha vereyim sizlere. Ben bu poğaçayı çok seviyorum. Kıvamı süper, çok güzel kabarıyor ve çok lezzetli lluyor. Denediğiniz zaman bana hak vereceksiniz. Şimdi tm püf noktalarıyla tarifimize başlayalım.

Malzemeler
1 paket margarin
1 su bardağı ılık yoğurt
1 çay bardağı ılık süt
1 çay bardağı ılık su
4 yemek kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı tuz
1 paket maya (ister yaş ister instant kullanın)
2 yumurta (birinin sarısı üzeri için ayrılacak)
Aldığı kadar un ( yaklaşık 7-8 su bardağı)

Yapılışı

Öncelikle tüm malzemeler ılık olmalı. Yoğurt, yumurta  ve yumuşamış  margarini  bir kaba alıyorum. Eğer malzemeleri ılıtmak istiyorsanız ve aceleniz varsa suyu biraz ısıtın ve yoğurt ile karıştırın. Böylece sıcaklığı ayarlamış olursunuz. Üzerine yaklaşık olarak unu ilave ediyorum ve tuzu en kenarlara doğru atıyorum. Şekeri de unun ortadnda açtığım oyuk kısma koyuyorum. Biraz ısıttığım sütte mayamı eritiyorum ve şekerin üstüne koyuyorum. Yoğurdukça gerekli unu ilave ediyorum. Ama fazla un koymamamya dikkat edin. Ele yapışan nir hamur  oluyor. Ellerimi unlayarak yoğuruyorum ve yumuşak hamuru en az 1 saat üstü kapalı bir şekilde mayalanmaya bırakıyorum. Streç filmle hava almayacak şelilde kapatıp, sofra bezi ile sarıyorum. 1 saat sonra güzelce kabarmış olan hamurumun maya kokusu gitsin diye yaklaşık 1 yemekmkaşığı un ile tekrar yoğuruyorum ve şekil veriyorum. Peynirli isterseniz size bir püf daha😊 peynirli  harcın içine niraz yoğurt koyun ve macun kıvamına getirin. Çok lezzetli oluyor. 5-10 dakika tepsi mayasından sonra yumurta sürüp üstünü isteğe göre süslüyorum. 180 derecede 20 dakika poğaçalarım hazır. Siz fırın özelliğinize göre ayarlayın tabi.


Pofidik mayalı poğaça

Afiyet olsun...

22 Ocak 2018 Pazartesi

Renkli Patates Topları Tarifi


Merhabalar,
Geçen hafta oğlumun birinci yaş günüydü. Biz de haftasonu aile arasında bir kutlama yapalım dedk. Henüz çok minik olduğundan doğum gününün nasıl bir şey olduğunu fark edemiyor tabi. Biz de ona güzel bir hatıra kalmasını istedik ve onun için tatlı bir gün düzenledik evimizde. Şimdi size masamızdan bir tarif paylaşacağım. Bu ara çok moda ya bizim konseptimiz de “winnie the pooh” idi. O yüzden patates toplarının üstünde çıkartmalı çubuklar var😊



Renkli patates topları

Şimdi gelelim tarife. Aslında çok çok kolay bir tarif. Pratik ve güzel görünüyor.

Malzemeler
Haşlanmış patates
Havuç
Tuz
Tereyağı ve sıvı yağ
İsteğe göre kaşar peynir
Dışı için maydanoz ve havuç rendesi

Yapılışı
Haşladığım patatesleri bir kapta ezdim. Bir tencereye sıvı yağ ve tereyağı koyarak bir havuç rendeledim. Biraz yumuşayana kadar havuçları kavurdum. Sonra üzerine ezdiğim patatesleri ve rendelediğim kaşar petnirlerini ekledim. Ateşte bir kaç tur karıştırdım ve sonra altını kapatıp soğumaya bıraktım. Soğuduktan sonra yuvarlayıp, havuç ve maydanoza buladım. Renkli renkli çok şirin göründüler. Yapmak yarım saatini bile almayacaktır. Afiyet olsun...

Renkli patates topları


13 Ocak 2018 Cumartesi

Bebek odası dekorasyonu

Yeni bir bebek, yeni bir hayat demektir. Birden yaşantınız bambaşka bir akışa geçer. Bunun zor kısımları vardır elbet ama çok da eğlenceli tarafları vardır bu yeniliğin. Bunlardan bir tanesi de yeni gelecek olan miniğimize bir oda hazırlamaktır. Onun rahat edebileceği, eğleneceği ve en önelisi güvende olabileceği bir ortam hazırlamak isteriz. Biz de oğlumuz için güzel evimizin küçük odasını tasarladık. Hamileyken o odanın kapısına gidip bebeğimi hayal ettim orada😊 Ve şimdi bu yazımda oğlum için odasında kullandığımız ufak tefek dekoratif parçalardan bahsetmek istedim.
Bebek odası dekorasyonu

İlk olarak yatak ve dolap takımımızı aldık sonra halı ve perde seçtik oğlumuza. İnternette araştırıp buldum halıyı ve çok beğendiğim için perdesini de aynı modelden yaptırdım.
Bebek odası halısı



Duvarlar için stickerlar aldık ve bunları yatak başına ve yanına yapıştırdık.
Bebek odası sticker



Bir tane de boy cetveli aldık yine sticker olarak. Odamızda bir kolon vardı ve bu desen için çok uygundu.
Bebek odası boy cetveli

Bebek bezlerini koymak için böyle bir sepet aldık. Hem sürekli paketle uğraşmamış oluyorum hem de çom şirin görünüyor. 

Banyo malzemelerimiz için tahta sandıklardan aldık. Ben hazır aldım ama siz dilerseniz kendiniz yapabilirsiniz. Boyanmamış kasalr satılıyor onlardan alıp boyayarak ve istediğiniz figürleri yapıştırarak kendi zevkinize göre dizayn edebilirsiniz.

Aşağıdaki saklama kaplarını ev gereçleri satan her yerden alabilirsiniz. Ben üçlü olarak almıştım ve iyiki almışım diyorum. Oğlumun altını temizlemek için ıslak mendil yerine pamuk kullanıyorum. Daha güvenilir ve doğal bir yöntem olduğu için tercih ediyorum. Kavanozların en büyüğüne bu pamukları koydum. En küçüğüne kulak temizleme çubuğunu ve ortancaya da salgı bezi gibi diğer malzemelerden koydum. Çok kullanışlı oldu, tavsiyemdir. Bebek alışverişiyle ilgili bir listem burada

Aşağıdaki sepet de oğlumun oyuncak sepeti. Aslında bu doğum hediyelerimizi koyduğumuz bir sepetti. Görevini tamamlayınca oğlumun oyuncak sepeti oldu. Çok toplu durmasa da güzel olduğunu düşünüyorum. Ayrıca alttaki oyun sandığı da masa olarak kullanılabiliyor. İlerleyen zamanlarda gaydasını göreceğiz sanırım😊
Bebk oyuncak sepeti

Ben rafları çok severim. Oğlumun odası için de mobilyalarına takım olarak bir tane yaptırdık. Kitaplarını üste dizip, mont ve hırkasını asıyoruz. Kitaplarla ilgili detayları buradan okuyabilirsiniz.

Ve çerçeveler dekorasyonun vazgeçilmezidir. Ben bir tane örnek verdim ama pek çok çerçeve var tabi. Miniğimizin her hali fotoğraflarla süslüyor odasını.r

Keyifle hazırlandığım bu süreçten bazı detaylar paylaştım. Bu güzel bekleyişi yaşayan herkese kolay gelsin ve keyifli olsun diyorum. Sevgiler...

8 Ocak 2018 Pazartesi

Fırın Sütlaç Tarifi

Sütlü tatlı sevenler buyrun size enfes bir sütlaç tarifi😊hem de fırında...
Brn tatlıların her yürlüsünü severim ama sütlü tatlılar daha hafif olduğu için biraz daha fazla tercih ediyorum. Hem yapımı daha kolay oluyor hem de besin değeri yüksek olduğu için evde yapmak daha çok hoşuma gidiyor. Sütlaç da bunlardan bir tanesi. Ama sütlaç biraz hassastır. Pirinç miktarı ve pişmesi, yoğunluğu, kıvamı ve eğer fırındaysa kesilmemesi çok önemlidir. Ben de sizlere tüm detaylarıyla tarifimi vermeye çalışacağım.

Fırın sütlaç tarifi

Malzemeler
1 çay bardağı pirinç
1 lt süt
1 su bardağı toz şeker
2 su bardağı su
1 yumurta sarısı
2 yemek kaşığı nişasta
1  paket vanilya

Yapılışı

Pirinçleri yıkayıp tencereye alıyoruz. 2 su bardağı su ekleyip kısık ayeşte pişirmeye bırakıyoruz. Pirinçler pişince zaten suyun neredeyse yarısını çekmiş olacaktır. Pirinçler pişince 1 litre sütün yaklaşık 4 bardağını ve şekeri ekleyip kaynamaya bırakıyoruz. Sütün kalan kısmını derin bir kaseye alıp yumurta sarısı ve nişasta ekleyerek çırpıyoruz. Pirinçler kaynamaya yaklaşınca yumurtalı karışıma biraz sıcak sütten ekleyip ılıtarak birbirine alıştırıyoruz. Yani iki karışımı birleştirirken sıcaklık farklını ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bunun için de sıcak olandan azar azar ekleyip ısıtıyoruz. Yeterince ılıttıktan sonra tencereye yumurtalı, sütlü  karışımı ekleyip sürekli  karıştırıyoruz. Kaynamaya başlayınca vanilyayı ekliyoruz.eğer normal sütlaç isterseniz bu şekilde kaselere paylaştırabilirsiniz. Fırında yapmak in ise, fırın tepsisini yarısına kadar su ile doldurup, fırına dayanıklı kaplara porsiyonladığımız sütlaçları tepsiye diziyoruz. Su miktarımkasenin yarısına kadar olmalı. 200 derecede önceden ısıtılmış  fırının sadece üst kısmı çalışırken  fırına atın. Fırının en üst kısmına yerleştirin ve üstlerinin kızarmasını bekleyin. Üstü kızarında fırımdan alabilirsiniz
Afiyet olsun.

4 Ocak 2018 Perşembe

Doğum sonrası annelerin yaşadığı sorunlar ve doğal çözümleri


Merhabalar,

Bebek dünyanın en tatlı varlığıdır. Minicik bir can sizin ellerinizde büyüyecektir ve o sizin bir parçanızdır. Doğumundan önce ve doğduktan sonra onun gelişimini izlemek çok keyiflidir ancak hamilelik döneminde ve doğumdan sonra anneler pek çok sıkıntıyla karşılaşabilirler. Bu sıkıntıları çözmek de öyle basit değil. Çünkü sizin kullandığınız ve maruz kaldığınız her maddeden etkilenen bir minik söz konusu. Grip olursunuz ilaç içemezsiniz. Çünkü ya hamilesinizdir ya da süt veriyorsunuzdur. Bunun gibi pek çok sağlık sorununu doğal yollarla çözmeye çalışırız. Ben de kendi deneyimlediğim ve etrafımdan yardım alarak çözümlediğim bazı sorunlardan bahsetmek istedim.

·         Grip ve soğuk algınlığı

Bunun için pek çoğumuzun bildiği gibi ıhlamur en iyi çözüm. Normalde ben adaçayını da çok severim ve gripe çok iyi gelir ama hamileyken ve süt verirken fazla tüketmemeye çalıştım. Bunun gibi birçok bitki çayı hamilelikte sakıncalı olarak görülüyor. Sizlerde dikkat edin. En masum olanı ıhlamur😊bunun için de bir tarifim var. Tarife buradan ulaşabilirsiniz.

·         Doğum sonrası bebekte ve annede gaz sorunu

Bunun için rezene ve anason bir numaralı çözüm. Her gün bir fincan rezene ve anason karışımından çay yapıp içtim. Hem oğlumda hem de ben de hiç sorun kalmadı. Sütten direkt bebeğe geçtiği için miniğimiz de faydalanmış oldu.
 

·         Süt yetersizliği

Ben çok şükür ki bu konuda sıkıntı yaşamadım ama en başından beri dikkat ettim. Bu konuda ilk söylenecek şey ‘bol bol su için’ demektir. Su vücudunuzun ihtiyacı olan sıvıyı karşılayacak, bol bol süt olarak geri dönecektir. Ayrıca oluşan ödemleri de kolaylıkla atabileceksiniz.

Bunun dışında benim kendimce sütün artmasını sağladığını düşündüğüm bazı gıdalar var. Bunlar; yeşil mercimek, bulgur, buğday, boza, rezene ve anason çayı, yeşillikler, meyvelerin tümü. Rezene ve anason çayını bir önceki konuda gaz sorununu çözmek için önermiştim. Aynı zamanda süt artırıcı özelliği de var. Her gün bir fincan içerek çok faydasını gördüm. Yeşil mercimek ve bulgur pilavı yine süt açısından çok önemliydi benim için. Hem sütün kalitesini artırıyor hem de miktarını artırıyor. Meyveler de yine sütünüzün miktarını artırdığı gibi besin değerini de yükseltiyor.

Sütün miktarının bol olması kadar kalitesinin de iyi olması bebek için çok önemli. Çünkü ilk 6 ay sütten başka hiçbir şey tüketmeyen bebeğiniz siz ne yerseniz ondan faydalanacaktır.

·         Süt kanallarının tıkanması

Süt kanallarının tıkanması kızarıklık, şişlik ve sertlikle kendini gösterir. Bu durumun nedeni bebeğin sütün tamamını içmeden bırakması, uzun süre emzirmeme, soğuk hava ve rüzgarda kalmak olabilir. Ben bu sorunu ilk fark ettiğimde korkmuştum. Ağrılı bir şekilde kendini belli etti. Kanallar tıkandığı için süt gelmesi zor oluyordu. Bu durumda bebek de emmek istemiyor tabi. Bunun için yapmanız gerekenler ilk olarak soğukta kalmamak olacaktır. Bölgenin sıcak tutulması çok önemli. Her gün duş almak, bebeğin sütün tamamını emmesinin sağlamak, en fazla 2-3 saatte bir süt vermek bu sorunla karşılaşmanızı engelleyecektir. Eğer bebek 2 saatte bir emmiyor ya da sütünüz onun ihtiyacından fazlaysa sütünüzü sağarak dolapta 3 gün, dondurucuda 3 ay bekletebilirsiniz. İlerleyen günlerde kullanacağınız bir stok oluşturabilirsiniz.

Peki ya kanallarda tıkanıklık olursa ne yapacağız? Bunun için ameliyat olanları duyduğumda çok panik yapmıştım. Ama sonra kardeşimin tavsiyesiyle doğal bir yola başvurdum. Beyaz lahanayı çiğ olarak sorunlu bölgeye kapatıyorsunuz ve bu şekilde 3 saat kadar bekletiyorsunuz. Sonra tekrar yeni bir yaprak lahana alıp aynı işlemi yapıyorsunuz. Aralarda sıcak su tamponu yapıp rahatlatabilirsiniz. Bu şekilde birkaç tur uygulamadan sonra emin olun iyileşme göreceksiniz. Kanallar açılınca sütün tamamını sağıp tamamen bu sıkıntıdan kurtulabilirsiniz. Dikkat edilmesi gereken husus; lahananın çok temiz yıkanmış olması ve bebek süt istediğinde bölgenin güzelce temizlenmesidir.
 

·         Eklem ağrıları (De Quervain Hastalığı)
Yakın zamanda ve hatta halen yaşıyor olduğum bu hastalık aslında çok fazla temizlik yapanlarda, örgü örenlerde, ağır kaldıranlarda görülen bir hastalık. Bir de yeni annelerde oluyormuş. Sebebi aynı hareketlerin fazla tekrarlanması ve bileğe çok fazla kuvvet binmesi. İlk başta baş parmak kaslarında hafif ağrıyla başlıyor ve son olarak baş parmağın bilekle birleştiği kemikte şişlik oluyor. Baş parmak hareketi zorlaşıyor, kolunuzu tam verimli kullanmıyorsunuz, yumruk hareketi yapamıyorsunuz ve bu tür hareket kısıtlamaları işlerinizi aksattığı gibi canınızı da çok acıtıyor. Ben en sonunda ağlama derecesine kadar geldim. Doktora gittiğimde bu hastalıktan bahsetti ve 3 hafta baş parmak destekli atel kullanmam gerektiğini söyledi. Öyle de yapıyorum şu an. Kolumu kullanmama gerekiyordu ama bu da pek mümkün olmuyor. Atelle ne kadar kullanılabilirse kullanıyorum mecburen. Eğer bu şeklide sonuç alamazsak kortizon iğnesi ya da fizik tedavi ile çözüme gideceğimizi söylemişti doktorum. Atel gerçekten çok işe yarıyor ama ben bir başka çözümden bahsetmek istiyorum size. Yine kardeşimin araştırmaları sonucu madeni paranın faydası olduğunu öğrendim. Evet madeni para... Gece yatmadan önce şişlik ve ağrı olan bölgeye bozuk para bastırıp sargı bezi ile sardım. Tüm gece bununla uyudum. Sabah kalktığımda şişliğin azaldığını fark ettim. 2 sefer daha aynı uygulamayı yaptım ve gözle görülür bir fark oldu. Tabi buna kullandığım atelin de katkısı büyük ama aklınızda olsun eğer bu hastalığın daha başındaysanız ihmal etmeyin. Atel kullanın ve bozuk parayı deneyin😊



 Umarım sizler için de faydalı olur ve siz de ihtiyacı olanlarla paylaşırsınız. Sağlıklı günler...

1 Ocak 2018 Pazartesi

Tüm Detaylarıyla ve Püf Noktalarıyla Kremalı Mantar Çorbası Tarifi

Hazır çorba kullanmayı hiç sevmiyorum. İçerisindeki bir çok katkı maddesi ve koruyucular nedeniyle mümkün olduğunca satın almıyorum ve tavsiye etmiyorum. Ama şu mantar çorbası yok mu lezzetine bayılıyorum. Eskiden sırf mantar çorbasını sevdiğim için çok nadiren alırdım. Ama artık onu da kendim yapıyorum. Ve bu tarifi sizlerle paylaşıyorum. Bu tarifi biraz karma bir tarif oldu. Mantar çorbası tarifi ararken bir çok yapılış şekli buldum. Bunlara bir de annemin ve benim fikirlerimi katınca sonuç bence güzel oldu. Umarım dener ve beğenirsiniz.

Mantar Çorbası


Malzemeler

10-12 adet kültür mantarı
2 yemek kaşığı un
1 su bardağı süt
2 yemek kaşığı krema
1 yemek kaşığı tereyağı
2 yemek kaşığı sıvı yağ
Yaklaşık 1 litre su
Tuz, karabiber, nane

Yapılışı

Önce mantarları güzelce yıkayıp limonlu suda bekletiyoruz. Limonlu su mantarların beyaz olmasını sağlayacaktır. Sonra çorbayı yapacağımız tencereye yağları alıp ince ince dilimlediğimiz mantarları ilave ediyoruz. Bu esnada tencerenin kapağını kesinlikle kapatmıyoruz. Çünkü bu mantarların sulanmasına neden olacaktır. Yağda mantarları güzelce kavuruyoruz. Önce bir miktar su bırakacak ve sonra o suyu çekecektir. Ateşin altını kısmadan bu işlemi yaparsak daha net sonuç alabiliriz(Mantarların suyunu bırakmasında çok bahsettim çünkü eğer suyunu çektirmezsek çorbanın rengi biraz koyu olacaktır).

Mantar çorbası
Mantarlar piştikten sonra kavrulan bu mantarların üçte birini blenderdan geçiriyoruz. Bu işlemle çorbanın suyunda mantar tadını daha fazla alabiliyor olacağız.
Mantar çorbası
Daha sonra içerisine unu ilave ediyoruz ve bir kaç dakika, unun kokusu çıkana kadar kavuruyoruz. Ardından üzerine biraz soğuk su ekliyoruz. Daha önceki çorba tariflerimde de söylediğim gibi kavrulan unun topaklanmaması için ilk olarak soğuk su eklenmelidir. Unu tam olarak çözdükten sonra suyu eklemeye devam ediyoruz ve 1 bardak da süt ilave ediyoruz. Sürekli olarak karıştırarak kaynamasını bekliyoruz. Bu sırada biraz karabiber ve nane atarak çorbamızı tatlandırıyoruz. Kaynadıktan sonra tuzunu da ekliyoruz. Son olarak altını kapatmadan önce kremayı da ilave ediyoruz. İki tur karıştırdıktan sonra altını kapatıyoruz.  Çorbamız biraz dinlendikten sonra servise hazır. Afiyet olsun.

Mantar çorbası